19 Haziran 2009 Cuma

Erkek Arı (tembel ve asalak)


Kovandaki tek fonksiyonu ana arının(havada) döllenmesini gerçekleştirmektir. Bunun için özel aşk turları yaparlar, bu gökyüzündeki aşk anını dürbünle izleyebiliriz. Bu dölleme işi de sadece bir tek erkek arıya nasip olur. Kışın kovanlarda erkek arı bulunmaz. İlkbaharda doğarlar ve sayıları yaklaşık olarak 100 ile 500 arasında değişir.


Erkek arı, dişi arının yerine getirdiği bal, polen toplama ya da kovan içi hizmetlerin hiçbirini yapamaz. Çünkü vücut yapısı bunlara uygun değildir. İğnesi de yoktur, bu yüzden sokucu özelliğe de sahip değildir. Dışarıda gezerek kendi karnını bile doyuramaz, işçi arıların getirdiği bal ve polenle beslenirler. Bu nedenle tembellikleriyle ün salmışlardır.


Ancak her zaman iki arının yiyebileceği kadar bal ve polenle karınlarını şişirip, fiyakalı görünüşleriyle ortalıkta dolaşırlar. Hatta havalar ısınıp keyifleri yerine geldiğinde, sanki tüm kovanın yükünü onlar sırtlarında taşıyorlarmış gibi, kovanlarının en çok gürültücü üyeleri de yine bu erkek arılardır. Oysa bu kadar gürültü çıkartmaktaki tek amaçları kendilerini eğlendirmek ve etrafa caka satmaktır.


Sonbahar gelip bal mevsimi bittikten sonraysa, amazon savaşçılarına benzeyen işçi arılar tarafından kovan dışına atılarak ölüme terk edilirler. Sonbaharda dışarı çıkan erkek arıları, kapıda “bodyguard gibi” bekleyen işçi arılar içeri almazlar. Erkek arılar kovanın kapısında yığılarak açlıktan ölüme mahkûm edilirler. Çünkü kış ayları boyunca kovanda artık erkek arılara ihtiyaç yoktur.


* Bal çalmak kitabının sonunda yer alan H. Y. imzalı bölümlerden alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder