19 Haziran 2009 Cuma

Bal ve sağlık...


Balın, insana fizyolojik faydalarının yanı sıra psikolojik faydaları da çok önemlidir. Arı sevgisi, doğa sevgisiyle birbirini büyütür ve arılarla haşır neşir olmak insanı son derece rahatlatır, kendini iyi hissettirir.


Hatta sizlerle şöyle bir anımı paylaşmak istiyorum; Tunceli’nin Pertek ilçesinden bir arıcı, huzursuzluğu nedeniyle karısından boşanmak üzereyken, bizim yürüttüğümüz bir arıcılık projesinden verdiğimiz arılardan 10 adet almış ve arıcılığa başlamış. Şu anda 100 adet arılı kovanı olan bu arıcı dostumuz bu yıllar içinde arıcılığı çok sevmiş, arılarla dost olmuş ve bu işi yaparken çok huzur bulmuş. Çok sevdiği bu işten epey de güzel ürün alıp para kazanmaya başlamış. Şimdi hem iyi para kazanıyor hem de huzur bulmuş ve eşiyle çok mutlu bir hayat sürüyor.


İnsan vücuduna etki eden çoğu mikroorganizma balda yaşamını sürdürememektedir. Bal, temas ettiği mikroorganizmaları öldürdüğü gibi içerisinde de barındırmamaktadır. Öyle ki Mısır piramitlerinde bulunan ve Postum’da MÖ 6. Yüzyıla ait çömlekler, içindeki balların biraz katılaşmakla beraber vasıflarını hiç kaybetmemesi, balda mikroorganizmaların yaşayamadığını tarihi bir gerçek olarak göstermektedir.


Tıbbi literatürde, İngiliz ve Amerikan hastanelerinde 1. Sınıf mikrop öldürücü olarak bal kullanıldığını, Almanya’da yara ve soğuk algınlıklarından kaynaklanan hastalıklarda, baldan bu yönü ile faydalanıldığını görüyoruz. Alman Dr. Zaiss’in mikrop öldürücü olarak balı tendürdiyota tercih ettiğini belirtmesi de ilginçtir.


Balın yaraların ve enfeksiyonların iyileşmesini sağlamak için kullanımı 1981 yılında Dünya Sağlık Formu tarafından da önerilmiş olup, Pharmaceutical Journal’da(Eczacılık Dergisi 1982) apse, çıban, göz yangıları, ishal, üriner sistem enfeksiyonları, dizanteri etkeni, deri ve ağız içi enfeksiyonlarına antimikrobiyal etkisinin olduğu rapor edilmiştir.


Balların antimikrobiyal aktivitesi için farklı mekanizmalar ileri sürülmüştür. İleri sürülen mekanizmalardan biri, balın sahip olduğu yüksek şeker konsantrasyonudur. Bir diğer sebebi de balda enzimsel olarak üretilen H2O2(hidrojen peroksit)’dir. Üçüncü olarak da balın düşük pH’ıdır.(ortalama 3,2-4,5)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder