19 Haziran 2009 Cuma

Arı ailesinde sosyal düzen...


Aralarında olağanüstü bir işbirliği olan her bir arı kolonisi; birkaç yüz erkek arı, binlerce işçi arı ve tek bir anadan yani ana kraliçeden oluşur. Erkek arılar dışında tüm işçi arılar ve ana arı dişidir ve bu arı ailesi anaerkil bir yapıdadır. Arı kolonileri, dişilerin yönettiği çok disiplinli bir sosyal düzen içinde yaşarlar ve hiçbir arı bu koloniden ayrı olarak hayatına devam edemez. Bütün arılar içgüdüsel olarak bu düzeni bilir ve hayatını bu kurallara uygun olarak devam ettirir. Kovanda her arının görevi bellidir ve kendi görevlerinin dışına kesinlikle çıkmazlar.


Güneşin ilk ışıklarını göstermesiyle güne uyanan ve hummalı bir çalışmaya koyulan arı ailesi, taa ki güneş yeniden gözden kayboluncaya kadar durmaksızın fakat ahenk içinde çalışırlar.


Arı kolonisinin yuva içindeki yaşam alanı peteklerdir. Gerek doğal ortamda gerek kovan içinde olsun, arı muhakkak kendisine petek yapar. Bu altıgen yapıda inşa ettikleri petekler ise gerek matematiksel sağlamlıkları gerekse alan kullanımdaki tasarruflulukları anlamında mimari şaheserler olarak kabul görmektedir. Balmumundan örülen petek gözleri, hem besin deposu hem de ana arının yumurtalarını bıraktığı bir yavrulama alanıdır.


Arı kolonisi bir tür kadınlar cumhuriyetidir. Hakim olan unsur, dişi arılardır. Erkek arıların tek görevi kraliçe arıyla çiftleşmektir.


Arı yaşam alanı olan kendi kovanına kesinlikle pislemez. Aradan kaç gün geçerse geçsin dışkılamak için dışarı çıkmaya fırsat kollar. Kış mevsimi dışında hiçbir arı kovan içinde ölümü beklemez. Öleceğini anlayan arı kovandan olabildiğince uzaklaşır.
Bir kovanda, analarının yaşlandığı durumlar dışında, asla 2 ana arı birden olmaz. Olması halinde sonu ölümle biten bir kavga başlar.


Bütün arı kolonilerinin birbirinden ayrılan kokuları vardır. Arılar kendi kovanlarına girmek isteyen yabancı arıları bu kokudan tanırlar ve girmelerine izin vermezler. Ancak normal döllenme sezonunda sadece erkek arılar başka kovanları ziyaret etmek istediklerinde diğer kovanlar tarafından buyur edilirler.


Arılar kendi kovanlarını şekil olarak değil, bulunduğu yer itibarıyla tanırlar. Bir kovan bir metre öteye taşınsa bile dışarıdan gelen arı kendi kovanını bulamaz.


Araziye nektar ve polen aramaya çıkan kılavuz arılar geri döndükten sonra kovanın üstünde kendine özgü yaptıkları dansla, kaynağın yönünü ve yerini anlatırlar. Her arı nektarını aldığı çiçeğin üzerine kokudan bir işaret bırakır ve artık o çiçeğe başka bir arı uğramaz.
Başka bir canlıyı sokan arının sonu ölümdür fakat kovanı korumak için hiçbir arı ölümüne mal olacak sokma olayını gerçekleştirmekten çekinmez.


Bal toplama mevsiminde bir işçi arının ömrü yaklaşık olarak 40 gündür. Yani hiçbir işçi arı topladığı balı kışın kendisi yiyemez.
* Bal çalmak kitabının sonunda yer alan H. Y. imzalı bölümlerden alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder