19 Haziran 2009 Cuma

Dünya arılarla yeşerir...


Sermayesi sadece doğa olan arıcılık, çevre bilincine, ekosistemin devamlılığına en çok katkı sağlayan tarımsal etkinliktir.


Bal arıları nektar ve polen toplarken ziyaret ettikleri çiçeklerin tozlaşmasını yani döllenmesini (erkek ve dişi sporların birbirini bulmasını) ve ürünün oluşmasını sağlarlar. Başka bir deyişle arı, iki çiçeğin aşkını mümkün kılan çöpçatanlardır. Özellikle zararlı böcek mücadelesi yapılan üretimlerde döllenme için mutlaka bal arısına ihtiyaç duyulur.


Arılar bu çiçek döllenmesini içgüdüsel olarak da o kadar kaliteli ve bilinçli bir şekilde yaparlar ki her havalandıklarında mutlaka aynı tür çiçeklere konarlar. Bu sayede aynı tür çiçeklerin birbirleriyle döllenmesini sağlayarak çiçeğin varlığının ve zenginliğinin endemik özelliklerini yitirmeden devamlılığını sağlarlar.


Göz alabildiğine uzanan kır çiçekleriyle dolu çayırların, ekili arazilerin ve bu alanlar sayesinde beslenen tüm canlıların mükemmel işleyen ekosistemin en başta gelen aktörleri arılardır. Böylelikle hem floral zenginliği sağlayıp erozyonla mücadelede katkıda bulunurlar hem de zenginleştirdikleri bu floradan canlılara “balı”, “poleni”, “arısütünü”, “propolisi”, “balmumunu” hediye ederler.


Tarımsal faaliyetlerdeki önemleri de tartışılmaz noktadadır. Bu konuda da araştırmaların verdiği kimi rakamları sizlerle paylaşmak isterim, öyle ki arıların gerçekleştirdiği “doğal tozlaşmanın” tarımsal üretime katkısı, arının bal üretimiyle ülke ekonomisine sunduğu katkıya oranla 10 kat daha fazladır.


Ayçiçeğinde arılarla döllenmeyen tarlalardaki verime göre, arılarla yeterli döllenen tarlalardaki verimin beş kat arttığı görülmektedir. İdeal döllenme için her üç dekar ayçiçeği tarlasında bir arı kolonisi bulundurulması gerekmektedir. Bu bir koloni üç dekarlık alandan 20-30 kg arasında bal toplayabilmektedir. Bir koloninin üç dekarlık ayçiçeği tarlasında sağladığı ürün artışının değeri ürettiği balın değerinin en az 10 katıdır.


Yeni dünya meyvesinde arılarla döllenmeyen ağaçlarda çiçeklerin %4’ü meyve tuttuğu halde arılarla döllenmiş çiçeklerin meyve tutma oranı %83 olmuştur. Elma bahçelerinde arıların olmaması halinde çiçeklerin meyve tutma oranı %5, bal arıları ile döllenmiş bahçelerde çiçeklerin meyve tutma oranı ise %22 olarak gerçekleşmiştir. Yoncada arılarla döllenmeyen tarlada tohum bağlama %1-2 oranında iken arılarla döllenen tarlada bu oran %53’e çıkmıştır. Böceklere karşı kafes içinde korunan 1 m2 korunga alanından 9 g tohum alınmasına karşın arılarla tam olarak döllenen 1 m2 alandan 179 g korunga tohumu elde edilmiştir. Bu örnekleri teyit eden binlerce bilimsel araştırma vardır ve polinasyon olarak bilinen bir bilim kolu gelişmiştir.


Bu nedenlerle bitkisel üretimde arıcılık gübre, tohum ve su kadar önemli bir girdidir. Yani yediğimiz gıdalarda kalite ve nicelik açısından arıların doğal katkıları vazgeçilmezdir.

Örneğin; arılı domates…
* Bal çalmak kitabının sonunda yer alan H. Y. imzalı bölümlerden alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder